Havaların ısınmasıyla birlikte tatil planları yapılmaya başlandı.
Dünya genelinde pandeminin başlamasıyla birlikte ise tatil alışkanlıklarımız da değişime uğradı. İnsanlar artık kalabalık oteller yerine izole olabilecekleri, toplumdan uzak ve sakin tatil yerlerine yöneliyor. Yeni normalle birlikte arkadaşlarla yapılan kalabalık planları bir süre ertelememiz gerekti. Bu durumla birlikte sessiz ve huzurlu koylarda yapılan yat ve tekne kaçamakları da popülerleşmeye başladı. İnsanlarla daha az temasta bulunabileceğimiz, kalabalıklardan uzak ve huzurlu bir tatil için bu yaz koylar harika bir seçenek gibi duruyor.
Tezmarin olarak bu yazımızda sizin için derlediğimiz güney Ege’nin mutlaka görülmesi gereken en güzel koylarından bahsedeceğiz.
Muğla, Kabak Koyu
Muğla Kabak Koyu kızılçam ormanları içerisinde yer almaktadır. Etrafında yamaçlar bulunan, ender manzaralara sahip özel bir koydur. Aynı zamanda koy ve koyun bulunduğu Faralya köyü sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan doğal alanlardan biri olma özelliğine sahiptir. Şehir hayatından, pandemi stresinden, kalabalıklardan ve gürültüden kaçıp huzurlu bir tatil yapmak isteyenler için Kabak Koyu oldukça uygun bir seçim olacaktır.
Bodrum, Karaincir Koyu
Karaincir Koyu’nun dikkat çeken özelliklerinden biri, suyun normalin biraz üzerinde soğuk olmasıdır. Sıcaklığın oldukça arttığı yaz aylarında bu koyda vakit geçirmek oldukça keyiflidir. Dalgasız ve temiz denizi ile Karaincir kesinlikle görülmesi gereken doğa harikası koylardan biridir. Aynı zamanda plajda suyun, uzun bir süre sığ devam etmesi ile koy, demir atıp sahilde eğlenceli vakitler geçirmeniz için harika bir seçim olacaktır.
Bodrum, Cennet Koyu
Adının hakkını veren benzersiz bir güzelliğe sahip bu koy, Bodrum Göltürkbükü’nde bulunmaktadır. Mavi ile yeşilin buluştuğu eşsiz bir manzaraya sahip olmasıyla, zamanla tekne ve yatların uğrak noktası haline gelmiştir. Temiz ve berrak suyu ile oldukça keyifli zaman geçirmenize olanak sağlayan harika bir doğa güzelliğine sahiptir. Cennet Koyu, birkaç gün demir attıktan sonra ayrılmak istemeyeceğiniz koylardan biridir.
Dalaman, Sarsala Koyu
Küçük iskelesi, korunaklı yapısı ve dingin suları ile Muğla’nın Dalaman ilçesine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta yer alan bir koy olan Sarsala, bozulmamış doğası ve masmavi deniziyle cenneti andıran bir görünüme sahip. Sakin ve huzurlu suları ile teknelerin sığınma noktası olan Sarsala Koyu’nun kendi adını taşıyan plajı, biraz taşlı ama çarşaf gibi dalgasız denizi ile korkusuzca yüzmenin tadını çıkarabileceğiniz bir yer.
Suyu soğuk olmadığı için havaların ısınmaya başladığı bahar aylarında da denize girilebilen Sarsala’nın temiz ve masmavi sularında yüzdükten sonra plajın çevresinde bulunan kayalık alandaki patikaları takip ederek, bölgeyi keşfe çıkabilirsiniz. Çam ve iğne ağaçları ile çevrili kayalıkların olduğu alanda tarihi değeri bulunan eski bir gümrük depo binası da yer alıyor.
Göcek, Kleopatra Hamamı Koyu
Bölgede Likyalılar döneminden tarihi kalıntılar yer almaktadır. Koyun sularının altında tarihi hamam kalıntılarına rastlanmaktadır. Koy adını Kleaopatra'nın yaptırdığı söylenen bu hamamdan almıştır. Göcek koylarının eşsiz doğasını oluşturan çam ve zeytin ağaçlarına, Kleopatra Koyu’nda da rastlanır. Sadece tekneler ile ulaşılan koyun karaya yakın kısımları oldukça derindir.
Çok kalabalık olmayan ve oldukça büyük olan bu koyda, gecenin sessizliğinde dostlarınızla yıldızların keyfini doyasıya sürebilirsiniz. Denizde sizlere Caretta Caretta’lar eşlik edebilir, kıyıda kısa yürüyüşler yaparken keçileri izleyebilir ya da su altındaki zenginliği keşfederken doğanın bütün cömertliğiyle sunduğu huzuru doyasıya yaşayabilirsiniz.
Göcek, Göbün Koyu
Domuz Adası’na yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki bu koy hem kültür hem de doğa turu yapmak isteyenler tarafından tercih ediliyor. Çünkü kaya mezarları ve geç Bizans dönemine ait antik kalıntılarıyla burası adeta bir açık hava müzesi. Olurda bir gün Göcek'in sakin sularında mavi yolculuğa çıkarsanız, Göbün Koyu'nu da mutlaka görmelisiniz.
Göcek, Bedri Rahmi Koyu (Taşkaya Koyu)
Bu koya, ünlü ressam Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun isminin verilmesinin mutlaka bir hikayesi olmalı değil mi? Evet, biz de öyle düşündük ve hemen araştırmalarımıza başladık. Bu koyun adı 1974 yılına kadar Taşkaya Koyu’ymuş. 1974 yılında, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Göcek’e yolculuk yaparken koyun yamacındaki bir kayaya balık resmi çizmiş. Bu resmin büyüklüğü ile koyun girişinden bile görülmesi, dikkatli incelendiğinde içinde 6 farklı hayvanın tasvir edildiğinin fark edilmesi turistlerin koya olan ilgisini arttırmış. Bunun üzerine koya, 1974 yılında, Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun adı verilmiş. Doğal güzelliğiyle dikkatleri üzerine çeken bu koy, çam ve zeytin ağaçları, gizli kalmış kaya mezarlarıyla teknenizle gidebileceğiniz ender güzellikte ki duraklardan biri.
Göcek’in en büyüleyici noktalarından biri olan Bedri Rahmin Koyu’nda bir de küçük iskele, iskelenin arkasında ise yeşillikler arasında bir restoran bulunuyor. Aklınızda bulunsun istedik.
Marmaris, Dirsekbükü Koyu
Marmaris'e bağlı Dirsekbükü Koyu, Hisarönü Körfezi'nin güney batısındaki yer alan korunaklı bir koydur. Ağıl Burnu'nun hemen güneyinde yer alan Dirsekbükü, batıya dönen girintisi ile çizme şeklinde devam etmektedir.
Koyun en dibi tamamen kumdur. Suyu, denizin temizliği ve korunaklı olmasından dolayı tekneler tarafından çok ziyaret edilir.
Marmaris, Hisarönü Körfezi Selimiye
Selimiye’nin eski adıyla Losta’nın, konumu nedeni ile bölgeden geçen tekneler için kötü havalarda sığınılacak bir koy olma özelliği bulunuyor. Hatta geçmiş dönemde bunu fark eden korsanlar koyun içerisine üç adet gözlem kulesi inşa ediyor ve buraya sığınan gemilere pusu kuruyor. Dolayısı ile stratejik olarak da önemli bir yerde bulunuyor.
Günümüz de ise hala korunan doğası ve mükemmel deniziyle gezebileceğiniz harika bir yer.
Marmaris, Bozukkale
Bozukkale, Marmaris'in güneybatısında yer alır ve tarihte de önemli bir yer olmuştur. Gecesi ve gündüzü farklı eğlenceler sunan Bozukkale Koyu, tatil için bulunmaz bir noktadır. Tertemiz koyun plajlarında dilediğiniz kadar kulaç atabilir ve yaz sıcaklarından kolaylıkla uzaklaşabilirsiniz. Tertemiz suyuyla ziyaretçilerini karşılayan koy, harika bir manzaraya sahip. Tatil için en ideal yerlerden biri olan koyda birçok yeme, içme yeri de bulunmaktadır.
Kaş, Kekova
Tarihi kalıntıları ve batık şehri için ziyaret edilen adanın üzerinde yerleşim bulunmuyor. Yalnız tekne ile ziyaret ederek, Tersane koyuna demir atabilirsiniz. Burada isteyen yürüyerek isteyen yüzerek etraftaki kalıntıları yakından inceleyebilir. Adanın sadece bu bölgesinde denize girilebiliyor. Tersane Koyu’nda Dolichiste kentine ait, Helenistik dönem bir kule, üç büyük kilise, iki şapel ve liman yapılarının kalıntıları fark ediliyor. Koydan tekne ile devam ettiğinizde 700 metre boyunca karaya paralel olarak konumlanmış, antik çağ ve Roma-Bizans döneminden kalma yapı kalıntıları görüyorsunuz. Antik merdivenlere dikkat ettiğinizde bu yapıların arasında karayolu ile bağlantı olmadığı ve giriş çıkışların deniz yoluyla yapıldığı anlaşılıyor. Bu kalıntıların alt kısımları deprem dolayısıyla su altında kaldığı için buraya Batık Kent deniliyor. Gerçekten görülesi bir yer olan Kekova Koyu, tekneyle gezilip hafızalardan asla silinmeyecek anılar vadediyor.
Şehirden uzak, sessiz ve huzurlu tatiller için Tezmarin yanınızda!
Sorularınız ve daha fazlası için bize ulaşın.